Kış Aylarında Çocuklarda Solunum Yolu Enfeksiyonları Artıyor!

0

BEĞENDİM

0

Kış aylarının gelmesiyle birlikte, özellikle okul öncesi ve ilkokula yeni başlayan çocuklar arasında üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Medicana Sağlık Grubu Çocuk Alerjisi Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, kreşe veya okula giden kardeşleri olan çocukların yılda 10-12 kez solunum yolu enfeksiyonu geçirebileceğini belirtmektedir. Bununla beraber, yılda üçten fazla ciddi enfeksiyon geçiren, sinüzit, otit (kulak zarı enfeksiyonu) ya da bronşit geçiren çocuklar ya da iki aydan uzun süre antibiyotik kullanan çocukların bir alerji ve immünoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.

Havaların soğumasıyla beraber üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığında önemli bir artış olmuştur. Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, özellikle okula yeni başlayan veya okula giden kardeşi olan çocukların bu dönemde sık sık hastalandığını ifade etmektedir. Ayrıca, yukarıda bahsedilen durumdaki çocukların alerjik hastalıklar açısından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Sözlerine devam ederek, üst solunum yolu enfeksiyonlarının ardından geçmeyen, uzamış öksürüklerin alerjik hastalıkların işareti olabileceğine dikkat çekmiştir.

Alerjik solunum hastalığına sahip kişilerin, bağışıklık sisteminin sağlıklı bireylerde tolere ettiği ev tozu, çayır poleni ve zeytin ağacı poleni gibi çevresel alerjenlere aşırı tepki verdiklerini belirten Prof. Dr. Sözmen, bu durumun burunda şişlik, burun tıkanıklığı, kaşınma ve sulanma gibi belirtilere yol açtığını ifade etmektedir. Bu tür alerjenlerin solunum yoluyla alınması, burun mukozasında iltihaplanmalara neden olur. Sonuç olarak, burun tıkanıklığı, ağızdan nefes alma zorunluluğu ve alt göz kapaklarında morarmalar meydana gelebilir.

Prof. Dr. Sözmen, sürekli burun tıkanıklığının geniz akıntısının kulakta birikmesine yol açtığını ve bunun da tekrarlayan otit ve sinüzit vakalarına neden olabileceğini ifade etmektedir. Ayrıca, alerjenlere olan aşırı hassasiyetin, virüslerin ve bakterilerin daha kolay enfeksiyonlara yol açmasına ve şikayetlerin uzamasına neden olabileceğini de belirtmiştir. Bu durumda, deri prick testleri ile alerji kökenli hastalıkların belirlenmesi ve alerjenlere yönelik önlemler alınarak tedavi yöntemlerinin düzenlenmesi önemlidir; aksi taktirde, çocuklar sürekli antibiyotik kullanmak zorunda kalabilirler. Bu durum, sağlıklı bağırsak florasının bozulmasına ve alerjik hastalıkların daha da kötüleşmesine yol açabilir.

Bunun yanında, güçlü bir bağışıklık sistemi için vitamin depolarının desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sözmen, çocuklarda sirkadiyen ritmin 6 aylık dönemden itibaren başladığını belirtmektedir. Uygun düzeyde bir uyku, bağışıklık aktivitelerini olumlu yönde etkilemektedir. 1-2 yaş grubundaki çocukların 11-14 saat, 3-5 yaş arasındaki çocukların 10-13 saat, 6-12 yaş grubu çocukların 9-12 saat ve 13-18 yaş grubu çocukların ise 8-10 saat uyuması gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, vitamin D eksikliği, sık enfeksiyonlar, Tip 1 diyabet gibi otoimmun hastalıklar ve astım gibi alerjik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir.

Çocuklarda düzenli vitamin D alımı, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını azaltmaktadır. Ayrıca çinko minerali, bakterilerin hücre içine alınıp öldürülmesinden ve bağışıklık yanıtının düzenlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır; bu nedenle, beslenmede çinko içeren gıdalara yer verilmesi önerilmektedir. Soğuk algınlığı belirtileri başladığında kara mürver (Sambucus nigra) kullanılmasının, üst solunum yolu