0

BEĞENDİM

0

Gaziemir Belediyesi’nde Grev ve İşçi Eylemleri

Gaziemir Belediyesi’nin iştiraklerinden olan Gazi-Bel’de örgütlü Genel İş İzmir 5 No’lu Şube ile Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) arasında devam eden toplu iş sözleşmesi (TİS) müzakerelerinde uzlaşı sağlanamaması, işçilerin greve çıkmasına neden oldu. Dün gece itibarıyla 600 belediye işçisi, bu anlaşmazlık nedeniyle iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. İşçiler, toplu iş sözleşmesi kapsamında imzalanan anlaşmanın içeriğinden haberdar olmadıklarını iddia ederek, taleplerinin karşılanması için mücadele etmekte kararlı olduklarını göstermiştir.

Yeni dönem toplu iş sözleşmesi ile birlikte işçi maaşlarına konulan zam oranları dikkat çekiciydi. İşçilerin maaşlarına, yüzde 44 ile yüzde 67 oranında zam yapılması öngörülmüştü. Bu zamlarla birlikte, en düşük işçi maaşı tüm yan haklar ve ikramiyeler dikkate alındığında 43 bin 611 TL’ye yükselmiştir. Ancak, bu maaş artışı ve yapılan anlaşma bazı işçiler için tatmin edici bulunmadı ve sendikayla olan bağlantılarında adil bir temsil edilmediklerine dair endişeler dile getirildi.

Grev sırasında, işçilerin belediye binasına girmeye çalışmaları güvenlik güçlerinin müdahalesiyle engellendi. İşçiler, sendika temsilcilerine karşı tepkilerini dile getirerek, organize edilen eylemlerin arka planında kendilerine uygulandığına inandıkları baskılar olduğunu ifade ettiler. Bazı işçiler, DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) önlüklerini çıkararak, belediye önünde bu sembolik eylemi ateşe vermeyi tercih ettiler. Bu durumu, protesto yöntemleri arasında bir başkaldırı olarak değerlendirdiler.

İşçiler, sıkça duyulmaya başlanan “Hiçbir temsilci imzalamıyor. Bize baskı yapıyorlar imza atın diye” biçimindeki sloganlar ile seslerini duyurmaya çalışarak, kamuoyunun dikkatini çekmeyi ve destek toplamayı hedeflediler. Bu durum, işçilerin kendi aralarındaki birlikteliği pekiştirmek ve haklarını savunmak adına daha aktif bir tutum sergilediklerinin göstergesi oldu.

Gaziemir Belediyesi’nde yaşanan bu grev ve işçi eylemleri, sadece yerel düzeyde değil, aynı zamanda sosyal adalet mücadelesine dair daha geniş çaplı tartışmaların da fitilini ateşledi. Kamu çalışanlarının hakları, sendikalaşma ve toplu pazarlık süreçlerinin önemi büyük bir ivme kazandı. İşçiler, taleplerinin karşılanmaması durumunda eylemlerini sürdüreceklerini ve haklarını savundan vazgeçmeyeceklerini bildirdiler.

Sonuç olarak, Gaziemir Belediyesi’ndeki grev, yalnızca bir iş çatışması olarak görülmemeli, aynı zamanda işçilerin haklarını koruma adına verdikleri mücadelenin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. İşçilerin, sendikalarına olan güveninin tesis edilmesi, toplu sözleşme süreçlerinin açıklığı ve adillikle yürütülmesi, sosyal barış açısından büyük bir önem taşımaktadır.