İzmir’in Bornova ilçesinde, aralarında “nişan atma” husumetinden kaynaklanan bir tartışma sonucunda çıkan kavgada, 1 kişinin hayatını kaybetmesi ve 5 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın ardından tutuklu sayısı 9’a yükseldi. Olayın başlangıcı, akrabalar arasında gerçekleşen bir nişan merasimi sonrası yaşanan anlaşmazlıklar ve taraflar arası husumetle bağlantılıydı.
İddialara göre, Al ve Hamkan aileleri arasında yapılan nişan merasimi, bir süre sonra tarafların arasındaki anlaşmazlıkla sona erdi. Nişanın atılması, iki aile arasında gerginliklerin artmasına neden oldu. 17 Nisan tarihinde, H.İ.A. ve yakınları Hamkan ailesinin Yeşilova Mahallesi’ndeki bir adrese gitmek üzere bir araya geldi. Burada, bir giyim atölyesi önünde başlayan tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. Kavgada silah ve bıçak kullanıldı ve sonuç olarak, 5 kişi yaralandı. Yaralılardan biri olan İbrahim Halil Hamkan (35), hastaneye kaldırılmasına rağmen yaşamını yitirdi.
Kavganın ardından İzmir emniyet güçleri hemen harekete geçti ve olayla ilgili olarak 8 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan şüpheliler arasında, çıkan kavgada silah kullandığı belirlenen H.İ.A. da bulunuyordu. Ancak, H.İ.A. bıçaklanarak ağır yaralanmış olmasına rağmen, tedavi gördüğü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden kaçarak hastaneden uzaklaştı.
Kaçak olarak aranan H.İ.A., birkaç gün sonra Bayraklı ilçesinde yakalandı. Yakalanmasının ardından, H.İ.A. adliyeye sevk edildi ve çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Böylece, kavgada tutuklu olan kişi sayısı 9’a yükselmiş oldu. Olayın yaşandığı bölgedeki güvenlik kameralarının kaydettiği görüntülerde, çevre sakinlerinin silah seslerine karşı panikleyerek kaçıştıkları anlar da ortaya çıktı.
Olayın ardından, İzmir’de bu tür ailevi husumetlerin ve nişan atma gibi sosyal etkinliklerin, nasıl trajik sonuçlarla bitebileceği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Güvenlik makamları, bu tür durumların önüne geçmek için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirtirken, alevlenen tartışmaların kontrol altına alınması adına yasaların daha etkin kullanılması gerektiğine de vurgu yapıyor. Bu olay, sadece yerel halkı değil, genel olarak toplumdaki şiddet eğilimlerini de sorgulamaya neden oluyor.
Kısacası, İzmir’deki bu trajik olay, ailevi ilişkilerin ve sosyal geleneklerin, bireyler üzerindeki etkisinin ne denli derin olabileceğini gösterirken, adaletin sağlanması için yürütülen hukuk süreçlerinin hızla devam edeceği ifade ediliyor.