İzmir’de Nadir Hastalıklar İçin Biyopsi Merkezi Açıldı!

0

BEĞENDİM

0

İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı, nadir hastalıkların teşhisinde kritik bir rol üstlenen kas ve sinir biyopsisi uygulamalarında önemli bir merkezdir. Bu hastanenin Patoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Gülden Diniz, İzmir ve Ege Bölgesi’nde bu tür biyopsileri gerçekleştiren tek hastane olduklarını vurgulamaktadır. Ayrıca, Diyarbakır’dan, Van’dan ve Giresun’dan gelen hastalarla, geniş bir coğrafyadan hizmet verdiklerini belirtiyor. Ancak yılda yalnızca 100-150 biyopsi gerçekleştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Diniz, bu hizmetin daha fazla duyurulması gerektiğini de ekliyor.

Prof. Dr. Diniz, hastanede Spinal Musküler Atrofi (SMA) ve Duchenne Kas Distrofisi (DMD) gibi nadir görülen kas hastalıklarının tanısını koyabilen altı merkezden biri olduklarını bildiriyor. Kas ve sinir biyopsilerinin, toplumun küçük bir kesimini etkileyen nöromusküler hastalıkların teşhisine yardımcı olduğunu belirten Diniz, bu hastalıkların çeşitliliğinin yanı sıra, pek çoğunun sebebinin hala tam olarak tespit edilemediğini vurguladı. Patolojik incelemelerin, hastalıkları gruplandırarak genetik araştırmaların kapsamını daraltmaya olanak sağladığını da ifade etti.

Biyopsi süreçlerinde kullandıkları malzemelerin bazılarının pahalı olduğu ve bulunamayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Diniz, bu nedenle bazı enzimal boyaları kendisinin hazırladığını aktardı. Türkiye genelinde kas biyopsileri yapabilen sadece altı merkez bulunurken, sinir biyopsileri ise yalnızca beş merkezde gerçekleştirilmektedir; bunlardan biri de İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’dir. Prof. Dr. Diniz, “Ege Bölgesi ve İzmir’den çok sayıda üniversite ve devlet hastanesinden hastalar gelmektedir. Bu nedenle daha fazla hastaya ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Prof. Dr. Diniz, bazı hastaların bu önemli tetkikleri yaptırmak için uzun süreler boyunca doğru merkez arayışı içinde olduğunu da sözlerine ekledi. Özellikle kas hastalıklarının tanısında bu teknolojinin etkin kullanımının önemine değinen Diniz, “SMA, son yıllarda oldukça tanınan bir hastalık haline geldi. DMD de en sık görülen kas hastalığıdır. Biyopsi sayesinde bu hastalıklara tanı koyabiliyoruz. DMD’nin iki tipi vardır; biri iyi kontrol ile normal yaşamını sürdürebilirken, diğeri 20’li yaşlarda komplikasyonlar gelişebilir. Ancak her iki tipin de genetik bozukluğu aynıdır. Eğer bir biyopside distrofin proteini üretimi gözlemlenirse, çocuğun yaşam beklentisi 30 yıl kadar artabilir” diye konuştu.

Prof. Dr. Diniz, hastaların destek tedavilerinden faydalanabilmesi için erken tanının önemini vurgulamakta ve bunun ailelere genetik danışmanlık sağlanmasına katkı sunduğunu ifade etmektedir. Bu durumun, sonraki nesillerin sağlığını koruyabilme adına büyük bir avantaj sağladığına dikkat çekti. Prof. Dr. Diniz, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesi’nin üniversite ile ilişkisini 16 Eylül 2020’de kurulduğunu da belirterek, bu tür işbirliklerinin sağlık hizmetlerinin kalitesini artırdığını ifade etti.