İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İZBETON, kooperatifler aracılığıyla başlattığı kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili çeşitli tartışmalara yol açtı. Bu projelerden mağdur olan kooperatif üyeleri, durumlarını kamuoyuna duyurmak amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Egemenlik Binası önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın içeriği, kentsel dönüşüm sürecinde yaşanan sorunları ve bu süreçte karşılaştıkları hak ihlallerini içeriyordu.
Mağdurlar, basın açıklamasında sadece dertlerini dile getirmekle kalmadı, aynı zamanda hazırladıkları dövizleri de protesto amacıyla bina önüne bıraktılar. Dövizlerin mezar taşı şeklinde tasarlanması, yaşadıkları sıkıntıları ve hissedilen umutsuzluğu sembolize ediyordu. Kooperatif üyeleri, hayal ettikleri yeni yaşam alanlarının yerine, sadece sorunlar ve mağduriyetler ile karşı karşıya kaldıklarını vurguladılar.
Ayrıca, bu süreç içerisinde bazı kooperatif üyelerinin, yaşanan sorunları protesto ederken tutuklanmaları da gündeme geldi. Basın açıklamasında, bu tutuklu üyeleri ziyaret eden ve dayanışma çağrılarında bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) mensubu siyasilere de eleştiriler yöneltildi. Mağdurlar, siyasetçilerin durumlarına yeterince duyarlı olmadığını ve desteklerini sadece belirli dönemlerde gündeme getirdiklerini düşündüklerini ifade ettiler. Bu yaklaşım, mağdur kooperatif üyeleri arasında derin bir hayal kırıklığına yol açtı.
Kentsel dönüşüm projeleri, birçok şehirde olduğu gibi İzmir’de de tartışmalı bir konu hâline gelmiş durumda. Özellikle, ekonomik sıkıntılar yaşayan ailelerin mevcut konutlarını kaybetme korkusu, bu tür projelere karşı olan tepkileri artırıyor. İZBETON’un yürüttüğü bu projelerin, hangi koşullarda uygulandığı ve bu süreçte yaşanan adaletsizliklerin sorgulanması gerektiği, mağdur kooperatif üyeleri tarafından dile getirilen önemli bir nokta olarak öne çıkıyor.
Projenin sosyal etkileri, sadece inşaat süreçleriyle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, kooperatif üyelerinin yaşam standartlarını ve psikolojik durumlarını da etkiliyor. Kimi aileler, yıllarca bekledikleri yeni ev hayallerinin, ilgili projelerle birlikte suya düştüğünü belirtiyor. Bu durum, mağdurlar arasında hem ekonomik hem de sosyal bir travma yaratmış durumda.
Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili yaşanan sorunlar, kooperatif üyeleri tarafından güçlü bir şekilde dile getirilmeye devam ediliyor. Mağdurlar, haklarını aramak ve yaşadıkları haksızlığı kamuoyuna ulaştırmak için çeşitli eylemler gerçekleştirmeye kararlılar. Bu tür durumlar, şehir planlamalarında ve kentsel dönüşüm uygulamalarında daha şeffaf ve adil bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini de gözler önüne seriyor.