29 Nisan 2025 Salı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Ağustos ayına ait Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri verilerini açıkladı. Bu verilere göre, resmi rezerv varlıkları bir önceki aya kıyasla yüzde 1 oranında artış göstererek 149,4 milyar ABD doları seviyesine ulaştı. Bu dönemde rezerv varlıklarının alt kalemleri incelendiğinde, döviz varlıklarının bir önceki aya göre yüzde 1,8 azalarak 81,7 milyar ABD doları olduğu, altın cinsinden rezerv varlıklarının ise yüzde 5,1 artarak 60 milyar ABD doları seviyesine çıktığı gözlemlendi. Bu değişim, küresel ekonomik koşulların rezerv yönetimi üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.
TCMB’nin döviz varlıkları ve altın rezervleri arasındaki bu değişim, özellikle döviz piyasasındaki dalgalanmaların ve uluslararası piyasalardaki belirsizliklerin etkilerini göstermektedir. Altın rezervlerindeki artış, yatırımcıların güvenli liman arayışının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra, ülkedeki ekonomik durum, döviz talebi ve arzıyla doğrudan ilişkili olduğundan, bu verilerin dikkatle izlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Vadesine 1 yıl veya daha az bir süre kalmış olan Merkezi Yönetim ve Merkez Bankası’nın önceden belirlenmiş döviz çıkışları ise bir önceki aya göre yüzde 2,4 oranında azalarak yaklaşık 43,7 milyar ABD doları seviyesine geriledi. Söz konusu tutarın yaklaşık 36,0 milyar ABD doları anapara, 7,7 milyar ABD doları ise faiz ödemelerinden oluşmaktadır. Bu durum, döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat işlemlerinden doğan yükümlülüklerin yönetimindeki hassasiyetin artmasını ve mali disiplinin önemini vurgulamaktadır.
Aynı zamanda, TCMB’nin yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalarla gerçekleştirdiği swap işlemlerinden kaynaklanan net döviz ve altın yükümlülükleri ise yaklaşık 22,3 milyar ABD doları olarak hesaplanmıştır. Bu yükümlülüklerin 31 milyon ABD doları tutarındaki kısmı bir ay vadeli olarak kayda geçmiştir. Swap işlemleri, likidite yönetimi açısından kritik öneme sahip olup, bankalararası piyasada döviz akışlarının düzenlenmesine yardımcı olmaktadır.
Şarta bağlı döviz çıkışları da önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür çıkışlar, 1 yıl içinde ödenecek Hazine garantili dış borçlar ile diğer yükümlülükleri kapsamaktadır. Döviz ve altın cinsinden zorunlu karşılıklar, bloke hesapları ve akreditiflerden oluşan bu yükümlülüklerde bir önceki aya göre yüzde 2,2 oranında bir artış meydana gelerek 49,8 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Bu artış, Hazine’nin borçlanma stratejileri ve döviz ihtiyacının zamanlamasıyla doğrudan ilişkilidir.
Sonuç olarak, TCMB’nin açıkladığı veriler, Türkiye’nin döviz rezervleri ve uluslararası likiditesi üzerindeki gelişmeleri detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Rezerv varlıklarının artışı ve azalışları, ekonomik istikrarın sağlanması, dış borç yönetimi ve piyasalardaki güven ortamının belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu verileri doğru okumak, hem yatırımcılar hem de politika yapıcılar için gelecekteki ekonomik politikaların belirlenmesine yardımcı olacaktır.