Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, Kemalpaşa Belediyesi tarafından geçen yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için düzenlenen ancak Ankara’daki terör saldırısı nedeniyle iptal edilen Gülşen konseri ile ilgili olarak yürütülen bir soruşturmaya başladı. İddialar doğrultusunda, kamu harcamalarında usulsüzlük yapıldığı öne sürüldü. Bu çerçevede, Kemalpaşa Belediyesi’nin örgütlediği etkinliğe dair bir dizi inceleme başlatılmıştır.
Yaklaşık beş aylık bir çalışmanın ardından, toplanan deliller doğrultusunda, bazı şahısların kamu kurumunu hileli yollarla zarara uğratarak haksız kazanç sağladıkları iddia edildi. Bu kapsamda, soruşturma devam ederken, gözaltına alınması talep edilen şüphelilerin sayısı beş olarak belirlendi. Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi için gerekli işlemler tamamlanmıştır.
Soruşturma süreci sonucunda, Kemalpaşa Belediye Başkan Yardımcısı A.B, eski Kültür ve Sosyal İşler Müdürü H.B, belediye personelleri S.K. ve B.B. ile organizasyon şirketinin yetkilisi S.P. hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Polis ekipleri, belirlenen şüphelileri gözaltına alarak gerekli işlemler için emniyete götürdü.
Gözaltına alınan beş kişi, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra sabah saatlerinde Kemalpaşa Adliyesi’ne sevk edilerek duruşma öncesi süreç içindeki yerlerini aldılar. Bu süreç, yerel yönetimlerde yaşanan usulsüzlüklerin ve kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığına dair önemli bir soruşturma serisini başlatmış oldu. Söz konusu soruşturma, sadece Kemalpaşa Belediyesi için değil, Türkiye genelinde benzer durumların yeniden değerlendirilmesi bakımından da büyük önem taşımaktadır.
Kamuoyunda geniş bir yankı uyandıran bu soruşturma, yerel yönetimler bünyesinde yapılacak finansal denetimlerin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında elde edilecek verilerin, sürecin seyrini etkilemesi bekleniyor. Usulsüzlük iddiaları, yalnızca belirli kişilerle sınırlı kalmayıp daha geniş çaplı bir etkinlik ve mali hesap verme sorumluluğu gerekmektedir. Bu durum, kamu güveninin sağlanması açısından büyük önem arz eder.
Soruşturmanın sonuçları ve ilerleyen süreç, belediye yönetimlerinin şeffaflığı ve hesap verebilirliği adına toplumsal bir devinimi de beraberinde getirebilir. Benzer durumların yaşanmaması için, gelecekteki etkinlik planlamalarında ve mali yetkilendirmelerde daha dikkatli olunması gerektiği açıktır. Böylelikle, devletin kaynaklarının daha sağlıklı bir biçimde yönetilmesi ve kamu yararının gözetilmesi hedeflenmektedir.