İzmir’in Bergama ilçesi, tarih öncesi dönemlerden Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan çok katmanlı yapısıyla Anadolu’nun zengin geçmişini yansıtan Bergama (Pergamon) Antik Kenti’nde süren kazı çalışmalarında önemli bir buluş gerçekleşti. Kazılar sırasında ‘Mozaikli Ev’ olarak adlandırılan yapı kompleksinin taş avlusundaki havuzda, Roma dönemine ait olduğu düşünülen bronz bir kazan bulundu. Bu kazan, restorasyon ve temizlik işlemlerinin ardından orijinal konumunda ve bozulmamış bir şekilde keşfedildi. Önümüzdeki günlerde Bergama Müzesi’nde sergileneceği belirtiliyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, “Bronz işçiliği Anadolu’da binlerce yıldır süregelen bir gelenek. Bu kazanın da yaklaşık 1400 yıl öncesine ait bir örneği bulunuyor. İşçilik ve teknik ise neredeyse günümüzle aynı,” ifadelerini kullandı.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bergama Antik Kenti’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Geleceğe Miras Projesi’ çerçevesinde kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülüyor. Geçen yıl eylül ayında başlayan bu çalışmalar, özellikle Antik Kenti’nin Kızıl Avlu’sunun yakınında yer alan Mozaikli Ev kompleksinde yoğunlaşmış durumda. Her geçen gün yeni buluntularla zenginleşen antik alanın taş avlusundaki havuzda bulunan bronz kazan, döneminin günlük yaşamı ve teknolojisi hakkında doğrudan bilgi sunması açısından büyük bir öneme sahip.
Bergama Koordinatör Kazı Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Yusuf Sezgin, “2024 yılı itibariyle Kültür ve Turizm Bakanlığı adına ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında kazı çalışmalarına başladık. Bulunduğumuz alan, Bergama Antik Kenti’nin Kızıl Avlu’sunun yaklaşık 350 metre yakınında yer alıyor. Bu yapı kompleksinin taş avlusu ve etrafında birçok mekan bulunuyor. Bu mekanların zeminleri mozaiklerle kaplı. Bu da buranın, dönemin önemli yöneticilerinden birine veya Bizans döneminde etkili bir din adamına ait olduğunu düşündürüyor,” ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Sezgin, antik dönemde bronz malzemenin yüksek değer taşıdığını vurgulayarak, “Kazanın yer aldığı taş avlunun hemen arkasında yer alan havuz, yağmur ve kaynak sularının toplandığı bir yer. Bu havuz, kullanım amaçlı olarak su biriktirmek için tasarlanmış. Yapının, muhtemelen milattan sonra 7. yüzyılda Arap akınları döneminde terk edildiği düşünülüyor. Terk edilişin ardından yapı enkaza dönüşmüş ve biz bu enkazda oldukça iyi korunmuş bir bronz kazan bulduk,” şeklinde açıklamalar yaptı.
Bronz kazan, dönemin gündelik yaşamı hakkında doğrudan bilgi sağlıyor. Antik dönemde bronz, günlük yaşamda genellikle pişmiş toprak, yani seramik ürünlerin yanında kullanılıyordu. Ancak bronz gibi pahalı bir malzemenin daha özel alanlarda, özel amaçlar için kullanıldığı belirtiliyor. Prof. Dr. Sezgin, “Bu kazan orijinal konumunda ele geçti. Antik dönemde kullanılmış, terk edilmiş ve bir daha dokunulmamış. Bu, yapının son kullanım evresindeki materyalleri bize olduğu gibi gösteriyor. Bu durum, o dönemin kültürel anlayışı, kullanım biçimi ve gündelik yaşamı hakkında doğrudan bilgi sunuyor,” diye ekledi.
Prof. Dr. Sezgin ayrıca, kazanın bir başka özelliği olarak muhtemelen havuzdan su alıp taşımak amacıyla kullanıldığını belirtti. Hemen havuzun arkasında bir mutfak yapısının var olduğu ve bu kazanla su taşınmış olabileceğinin düşünüldüğünü sözlerine ekledi. Kazanın çekiçleme tekniğiyle yapıldığını ve günümüzde de benzeri tekniklerin özellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi yerlerde uygulandığını ifade eden Prof. Dr. Sezgin