İZMİR (İHA) – İzmir’in önemli turistik bölgelerinden biri olan Çeşme’de son zamanlarda meydana gelen kuraklık ve yaz sezonunda artan nüfus sebebiyle günlük su kesintileri süresi 7 saatten 10 saate çıkarıldı. Bu durum, yaşanan su krizinin ciddiyetini gözler önüne seriyor.
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Çeşme’nin su ihtiyacının Kutlu Aktaş Barajı ve yer altı kuyularından sağlandığı belirtildi. Ancak, barajdaki su seviyesinin alarm verici boyutlara ulaşarak yüzde 5’in altına düştüğü kaydedildi. İZSU’nun açıklamasında, “Kutlu Aktaş Barajı’nın su rezervinin yüzde 5’in altına düşmesi, turizm sezonu ve Çeşme’deki artan nüfus nedeniyle su ihtiyacının zirve yapmasına sebep olmuştur. Bu durum, mevcut kaynaklar ile su ihtiyacını karşılamakta kritik bir aşamaya gelindiğini gösteriyor. Bu nedenle, tüm Çeşme genelinde su kesintisi uygulamasına geçilmesi zorunlu hale gelmiştir. 26 Temmuz 2025 tarihinden itibaren uygulamaya alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca, 31 Temmuz 2025 tarihinde saat 23.00 ile 1 Ağustos 2025 saat 09.00 arasında toplam 10 saatlik su kesintisinin uygulanacağı da duyuruldu. Bu kesintinin yanı sıra, ilerleyen günlerde de periyodik olarak aynı saatlerde tüm Çeşme genelinde zorunlu su kesintisi yapılacağı bildirildi. Bu açıklama, bölgedeki su sıkıntısının ne denli ciddi olduğunu ve yerel yönetimin bu konudaki tedbirlerini yeterince almadığını gözler önüne seriyor.
Yaz sezonunda Çeşme’nin nüfusunun önemli ölçüde arttığı bilinirken, bölgeye gelen turist sayısının akabinde su kullanımının da artış gösterdiği belirtiliyor. Bu durum, yerel halk için su temini konusunda sıkıntı yaratırken, turizm sektörü açısından da olumsuz etkiler doğurabilecek bir durum olarak değerlendiriliyor. Çeşme’deki su kesintileri, hem yerli hem de yabancı turistlerin tatil deneyimlerini olumsuz yönde etkileyebilir, bu da bölgenin turistik cazibesini azaltabilir.
Kuraklık ve su sıkıntısının sadece Çeşme ile sınırlı kalmadığı, İzmir genelinde su kaynaklarının azalması nedeniyle farklı bölgelerde de benzer sıkıntıların yaşanabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle, bölge halkının ve turistlerin su kullanımı konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor. Su kesintileri, halkın günlük yaşamını ve işletmeleri de olumsuz yönde etkilemekte. Bu bağlamda, yerel yönetimlerin su tasarrufuna yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenlemesi ve alternatif su kaynaklarının değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Çeşme’deki su kesintileri, sadece içme suyu ihtiyacını değil, bölgenin turizm potansiyelini de tehdit eden bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Gelecek günlerde nasıl bir çözüm üretileceği ve halkın bu durumdan nasıl etkilendiği merak konusu. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, bu krizi aşmak için nasıl bir strateji geliştireceği ise tüm dikkatleri üzerine çekiyor.