Gün geçmiyor ki yeni bir skandal ile uyanmayalım. Ancak bu seferki olay, sıradan bir skandaldan çok daha fazlasını içeriyor. Karşımızda bir kooperatif hikayesi var ve bu hikayenin merkezinde Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur yer almakta. Olayları özetleyecek olursak, 2022 yılında Dikili Hayıtlı Koyu’nda inşa edilmek istenen villa projesine 200 doktor dahil oldu. Bu doktorlar, Sema Bodur’un yönetimindeki belediyeden arazilerini almak için toplamda 125 milyon lira ödedi. Fakat, ödenen bu paranın ardından sadece 12 gün sonra, söz konusu arazinin doğal sit alanı ilan edildiği öğrenildi.
Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, villa projesinin başlamaması doktorların tepkisini çekti. Peş peşe araştırmalar yapan bu doktorlar, Sema Bodur’a ait olduğu iddia edilen arazinin bir bölümünün başka birinin adına kayıtlı olduğunu ve tamamının 27 Haziran 2022’de doğal sit alanı ilan edildiğini tespit etti. Bu durum, paranın ödendiği tarihten sadece 12 gün sonra gerçekleşmişti. Dolandırıldıkları düşüncesine kapılan doktorlar, bu durumu yetkililere bildirmek amacıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular. Murad ettikleri villaların hayal olmaktan çıktığını anlamışlardı.
Doktorlar, Sema Bodur’un yanı sıra, Görsam İnşaat’ın sahibi, Biva Mimarlık yetkilisi ve bazı doktorlar hakkında ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘güveni kötüye kullanma’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamalarıyla şikayetçi oldular. Yetkililer arasında Biva İnşaat’ın adının sürekli geçmesi, bu inşaat firmasının itibarını sorgulatıyor. Bu firma ile daha önce de benzer sorunların yaşandığına dair iddialar mevcut. Özellikle Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Koruma Derneği, Biva İnşaat’ın hazineye kayıtlı alanları inşaat alanı olarak gösterdiğini ve burada yapmayı planladıkları projelerin yasal olarak herhangi bir dayanağının bulunmadığını ifade etti.
Olay üzerinde durulması gereken önemli bir nokta ise şu: Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur, bir belediye başkanı olarak yaşanan bu gelişmeler karşısında nasıl bir açıklama yapacak? Zira, söz konusu satışların gerçekleşeceğinden önce sit alanı ilan edileceğini bildiği yönünde iddialar bulunmaktadır. Bu tür iddialar, Sema Bodur’un güvenilirliğini fazlasıyla zedeleyen unsurlar arasında yer almakta. Sonuç itibarıyla, Kınıklılar, başkanlarına nasıl güvenecek? Bu durum, yerel yönetimlerin halkla olan güven ilişkisini de ciddi anlamda sarsıyor.
Özetlemek gerekirse, Dikili Hayıtlı Koyu’nda yaşanan bu kooperatif hikayesi, Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur’un yönetimine dair birçok soruyu gündeme getirmiştir. Doktorların yaşadığı mağduriyet, sadece bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda kamu yönetiminin bireylere olan güvenini de sorgulatan bir durumdur. Böyle bir olayın, bir belediye başkanı için istifa sebebi olması gerektiği kanısındayım. Zira, güvenilirliğini yitiren bir yönetim halkın iradesini temsil edemez. Önümüzdeki günlerde gelişmelerin nasıl şekilleneceği merakla beklenmektedir.