2023 yılında Ege Denizi’nde, 7 gün içerisinde 1,3 ila 4,8 büyüklüğünde 400’den fazla deprem meydana geldi. Bu durum, bölgede meydana gelen sismik hareketliliğin devam ettiğini göstermektedir. Özellikle İzmir’de bu depremlerden sonra deniz seviyesinde gözlemlenen çekilmeler, kamuoyunda endişe yaratmıştır.
Bölgede yaşanan deniz çekilmesiyle ilgili olarak sosyal medyada birçok kullanıcı farklı görüşler paylaştı. Bu durum, kısa sürede günemin en çok konuşulan konularından biri haline geldi. Bir kullanıcı “Bence de normal değil çünkü dolunay yok. Ay hilalde gel git olmaz bu durumda” derken, bir diğeri “Bayraklı ve Çeşme’de denizler çekildi baya” şeklinde yorum yaptı. Ayrıca bazı kullanıcıların ise, “Yine mi Allah’a bırakıyoruz işimizi” ve “Ay ve güneş çekimi… Normal şeyler” gibi farklı bakış açıları sunduğu gözlemlendi.
Bu depremler hakkında değerlendirmelerde bulunan Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremlerin sıklığına dikkat çekti. Görür, “Dün ve bugün yüzlerce deprem oluyor. En büyüğü 4.8, haliyle buralardaki adalarda dikkatli olmak lazım. Burası Muğla ile Aydın’a yakın. Burada olan depremler hissedilir depremler. Büyük olursa zarar da verebilir.” şeklinde uyarılarda bulundu. Ayrıca, yerel yönetimlerin bu süreçte, depremler sona erene kadar tedbirli olmaları gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre, Ege Denizi’nde 10.42 ile 11.26 saatleri arasında 4,2, 4,7 ve 4,8 büyüklüğünde üç adet deprem gerçekleşti. Genel olarak, bölgedeki toplam deprem sayısı 400’ü geçmiştir. AFAD sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruda, Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana artış gösteren depremlerin sayısının 400’ün üzerine çıktığı ve bu süreçte meydana gelen en büyük depremin 4,8 büyüklüğünde olduğu belirtildi.
Bu gelişmeler ışığında, Ege Denizi’ndeki sismik aktivitelerin kaygı verici boyutlara ulaştığı, özellikle İzmir ve çevresindeki yerleşim alanlarında halkın ve yönetimlerin dikkatli olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yerbilimci uzmanların görüşleri ve sosyal medya üzerinde dönen tartışmalar, bu durumun ciddiyetini daha fazla gözler önüne seriyor. Gelecek günlerde, bölgede yaşayanların karşılaşabileceği zorluklar ve yönetimlerin atacağı adımlar merakla beklenmektedir.