Fatih Altaylı’ya Yanıltıcı Bilgi Soruşturması!

0

BEĞENDİM

0

Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı hakkında ‘yanıltıcı bilgi yaymak’ iddiasıyla yeni bir soruşturma başlatıldı. Gazeteci İsmail Saymaz‘ın haberine göre, Altaylı’nın başı, bu suçlamadan ötürü 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası riskiyle karşı karşıya. Altaylı hakkındaki bu soruşturmanın, 5 Ağustos 2023 tarihinde gerçekleştirdiği yayın sonrasında başladığı ifade edildi. Saymaz, yazısında bu konuya dikkat çekerek, Altaylı’nın Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi uyarınca yanıltıcı bilgiler yaydığı iddiasıyla karşılaştığını belirtti.

Altaylı’nın 5 Ağustos’taki yayını nedeniyle başlatılan soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülüyor. Savcılık, bu yayının ve Altaylı’nın YouTube kanalının erişime engellenmesi için mahkemeye talepte bulundu. Bunun ardından İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, savcılık talebine ek olarak içeriklerin yayından çıkarılması hakkındaki bir karar da aldı. Altaylı’nın avukatları bu karara itiraz etti. Ancak, YouTube henüz verilen kararı uygulamadı.

Fatih Altaylı, daha önce 22 Haziran 2023 tarihinde “cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bu kapsamda hazırlanan iddianamede, Altaylı için 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası talep edilmişti. Altaylı’nın tutuklanması ve ardından gelen yeni soruşturma, Türkiye’de medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle son dönemde, gazetecilere yönelik cezai işlemler ve erişim engelleri sıkça gündeme gelmekte.

Bu bağlamda, 5 Ağustos’ta yayımlanan içeriklerin yanıltıcı olduğu savıyla ilgili olarak başlatılan soruşturma, medyada büyük yankı uyandırmış durumda. Gazetecilik faaliyetlerinin, kamuoyuna doğru ve güvenilir bilgi ulaştırma görevi olduğu göz önüne alındığında, bu tür durumlardaki müdahalelerin, ifade özgürlüğü açısından ciddi sorunlar yaratabileceği belirtiliyor.

Türkiye’de, son yıllarda gazetecilere ve medya organlarına yönelik baskıların arttığına dair birçok örnek bulunmakta. Fatih Altaylı’nın durumu, bu baskıların boyutlarını gözler önüne sererken, başka gazetecilerin de benzer sorunlarla karşılaşıp karşılaşmayacağı konusunda endişelere yol açıyor. Öte yandan, Altaylı’nın YouTube kanalı, özellikle genç kitleler arasında oldukça popüler. Bu yüzden, kanal üzerinde uygulanan erişim engeli, takipçilerini ve izleyicilerini doğrudan etkileyebilir.

Sonuç olarak, Fatih Altaylı’nın yaşadığı durum, Türkiye’de sessizliğe mahkûm edilen birçok gazetecinin hikayesini sembolize ediyor. Bu örnekle birlikte, ülke genelindeki medya özgürlüğü mücadelesinin ne kadar kritik olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olarak kabul edildiği için, bu tür yaşananlar, toplumsal ve hukuksal tartışmaların merkezinde yer almayı sürdürecek gibi görünüyor.