Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bugün saat 10.30’da Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde bir duruşmaya çıkacak. Bu önemli duruşma öncesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya aracılığıyla dikkat çekici bir açıklama yaptı. İmamoğlu, Özdağ’ın tutukluluğunun sona ermesi gerektiğini savunarak, yargı üzerindeki siyasi baskılara sert eleştirilerde bulundu.
İmamoğlu’nun açıklamasında yer alan ifadeler ise oldukça dikkat çekici ve tartışmalara yol açabilecek nitelikte. “Hukuk araç olarak kullanılarak siyaset dizayn edilemez.” diyen İmamoğlu, siyasette rekabetin adil yollarla yürütülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Özdağ’ın tutukluğunun bir an önce sona ermesini talep eden İmamoğlu, “Siyasetçiler, siyasi parti liderleri uyduruk gerekçelerle tutuklanıp aylarca hatta yıllarca hapiste tutularak yargılama sürecinin kendisi cezalandırmaya dönüştürülüyor.” şeklinde düşüncelerini dile getiriyor.
Bu açıklamaların ardında, yargı sürecinin nasıl işlemesi gerektiği ve siyasetin bu süreçte nasıl bir rol oynaması gerektiği gibi önemli bir tartışma da yatıyor. İmamoğlu, bu noktada özellikle “Siyasetçiler rakiplerini sandıkta yener, uyduruk mahkemelerle değil.” diyerek, demokratik bir toplumda siyasi rekabetin esas kaynağının seçimler olması gerektiğini yeniden hatırlatıyor. Bu durum, adaletin tecelli etmesi adına büyük bir önem taşıyor.
Ekrem İmamoğlu, açıklamasında aynı zamanda “Fikirler fikirlerle yarışır, kararı millet verir.” diyerek, demokratik fikir alışverişinin ve katılımın önemine dikkat çekiyor. Kendi siyasi duruşu ve partisi üzerinden hareketle, Türkiye’de adaletin sağlanması gerektiğine dair mesajlar veriyor. Ayrıca, İmamoğlu, Özdağ’ın duruşmasında adli birimlerin bağımsızlıklarının korunarak, iktidar gölgesinin bu süreçten kaldırılması gerektiğini belirtiyor.
İmamoğlu, yargılama sürecinin kasti olarak uzatılmasının ve tutuklu yargılamanın rutin bir hal almasının büyük bir adaletsizlik olduğunu vurguluyor. Bu durum, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin tehlikede olduğuna işaret ederken, siyasetin yargı üzerindeki etkileri konusunda daha geniş bir tartışma başlatabilir. Genel anlamda, İmamoğlu’nun sözleri, toplumun adalet sistemine olan güveninin sarsılmaması için önemli bir noktayı gündeme getiriyor.
Sonuç olarak, Ümit Özdağ’ın duruşması ve Ekrem İmamoğlu’nun bu konudaki açıklamaları, Türkiye’nin siyasi ikliminde önemli bir dönemeç niteliğinde olarak değerlendirilebilir. Bu süreç, hukukun ve adaletin ne denli korunduğu üzerine de geniş bir tartışma başlatması açsından dikkat gerektirmektedir.