Emine KULAK/ ÖNCÜŞEHİR – İsrail’in İran’a yönelik düzenlediği hava saldırılarında, üst düzey askerler ve bilim insanları dahil olmak üzere onlarca İranlı’nın hayatını kaybettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı bildirilmektedir. Bu durum, bölgedeki gerilimin ekonomik ve sosyal sonuçlarını incelemek adına Siyaset Bilimci Dr. Zekiye Seda Sönmez’in Öncüşehir’de yaptığı değerlendirmelerde ele alınmıştır. Sönmez, İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği saldırıların devam etmesi durumunda, bu gerilimin bölgesel bir savaşa dönüşmesi halinde İzmir’in ekonomik olarak ciddi biçimde etkilenebileceğini belirtmektedir.
İzmir’in liman şehri olması ve dışa açık ihracat ekonomisine sahip bulunması, Orta Doğu pazarındaki belirsizliklerin ticaret hacmini daraltabileceği konusunda Sönmez, artan sigorta maliyetleri, kapanabilecek taşımacılık rotaları ve lojistik sorunlar gibi durumların İzmir’in ekonomisine zarar verebileceğini ifade etmiştir.
Dr. Sönmez, Ortadoğu’daki İran-İsrail geriliminin yalnızca bu iki ülkeyi değil, bölgedeki tüm aktörleri dolaylı bir şekilde etkilediğini vurgulamaktadır. Türkiye’nin, İran ile olan komşuluğu ve NATO üyeliği arasındaki dengeyi nasıl kurması gerektiği ise önemli bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin, İsrail ile ilişkilerini koparmadan devam ettirip, İran ile iktisadi ve enerji bağlamında dengeli bir ilişki sürdürmesi, ülkenin bölgesel arabuluculuk rolünü pekiştirmektedir.
Ayrıca, güvenlik politikalarını artırma gerekliliği ortaya çıkmaktadır. İran’a komşu illerde, özellikle Doğu sınırında güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini ifade eden Sönmez, etnik gerilimlerin Türkiye’ye sıçrama potansiyelinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirmektedir.
Özellikle İzmir’in turizm geliri açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Sönmez, İran ve İsrail arasındaki gerilimin regional bir savaşa evrilmesi durumunda, İzmir’in liman ekonomisi bakımından fazlasıyla olumsuz etkilenebileceğini ifade etmiştir. Turizm şehri olan İzmir’in, Orta Doğu pazarındaki etkinliğinin azalması ve lojistik sorunların yaşanması gibi durumlar, ekonomik darboğaza yol açabilecektir. Ayrıca, Iran üzerinden gelen enerji kaynaklarındaki kesintiler, ekonomi üzerinde büyük bir maddi yük oluşturacak ve bu durum yerel halkın yaşam standartları üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır.
Bu gelişmelerin yanı sıra, güvenlik kaygıları sebebiyle Avrupa’dan gelen turistlerin İzmir’i “riskli” görmeli olabileceği ifade edilmektedir. Olası bir İran merkezli göç dalgası İzmir’in yeni bir geçiş bölgesi haline gelmesine neden olabilir ve bu durum barınma sorunlarına ve sosyal gerginliklere yol açabilecek potansiyel krizleri beraberinde getirmektedir.
Sönmez, küresel ve bölgesel krizlerin iç politika üzerindeki etkilerini değerlendirirken, İzmir gibi şehirlerde iktidarın “milli güvenlik ve beka” söylemlerinin sorgulanabileceğini belirtmektedir. İzmir’de olan toplumsal yapı, bu tür krizlerde hükümete olan destek açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. İzmir gibi barışçıl ve dış müdahalelere karşı duyarlı bir kitle ile karşı karşıya olunduğu zaman, sert dış politikalar ve kutuplaşma