İzmir Cumhuriyet Savcılığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “yolsuzluk” ve “usulsüzlük” iddialarıyla ilgili bir soruşturma başlattı. Bu kapsamda, Sayıştay raporu, mülkiye müfettişi raporu ve bilirkişi raporlarına dayanarak, “ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma”, “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarıyla 157 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Söz konusu kişilerin arasında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya da yer alıyordu. Yapılan operasyonlar sonucunda 137 kişi gözaltına alındı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan 137 kişinin işlemleri tamamlandı ve 119’u adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınanlar arasında olan Tunç Soyer, öğlen saatlerinde Emniyet Müdürlüğü’nün Yeşilyurt Binası’nda ifadesinin alınmasının ardından, 23 Ekim sabahı İzmir Adliyesi’ne getirildi. Soyer’in adliyeye gitmeden önce sağlık kontrolünden geçtiği ve sağlık raporu işlemlerinden sonra adliyeye sevk edildiği bildirildi.
Benzer şekilde, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da gözaltı süresi dolduktan sonra, sağlık kontrolü yapıldıktan sonra adliyeye sevk edildi. Her iki isim de eski Adli Tıp girişinden adliyeye alındı.
Operasyon, 1 Temmuz günü sabah saatlerinde gerçekleştirildi ve İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı soruşturmanın bir parçasıydı. Toplamda 157 kişi hakkında gözaltı kararı alınmış, bu kişilerden bir dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönetiminde bulunan birçok kişi dahil edilmiştir. Gözaltına alınan kişilerin sayısı oldukça yüksek olunca, süreç birçok açıdan dikkat çekici oldu.
Bununla birlikte, Gözaltı süresi dolan 119 kişinin hakim karşısına çıkması beklenirken, soruşturmanın ne şekilde sonuçlanacağı merakla bekleniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu gelişmeler, siyasi arenada da geniş yankı uyandırdı ve kamuoyunun gündemine yerleşti.
Bu soruşturma, yolsuzluk iddialarının ardından İzmir’deki siyasi atmosferi sarstı. Çeşitli raporlarla desteklenen suçlamalar, yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirliğin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Sürecin nasıl ilerleyeceği, soruşturma sonuçlarının hangi yönlere evrileceği ve buna bağlı olarak yerel ve ulusal siyasette neler olacağı ise merak konusu olarak değerlendiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik bu büyük soruşturmanın, hem yerel yönetimler hem de siyaset açısından uzun vadeli etkileri olması beklenmektedir.