İzmir’deki Soruşturma, Siyasi Tartışmaları Alevlendirdi
2303 okunma

İzmir’deki Soruşturma, Siyasi Tartışmaları Alevlendirdi

Temmuz 2, 2025 12:35
İzmir’deki Soruşturma, Siyasi Tartışmaları Alevlendirdi
0

BEĞENDİM

160 Kişilik Soruşturma, 1046 Belge

İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 47 sayfalık raporda, toplamda 160 kişinin ifadesine başvurulduğu belirtilirken, bu ifadelerle birlikte 1046 belgeye dayalı bir soruşturma dosyasının oluşturulduğu vurgulanıyor. Bu rapor doğrultusunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı iştiraklerde görevli bir çok isim hakkında hukuki işlemlerin başlatıldığı kaydedildi.

Soruşturmayı yürüten Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Uğur Kılıç’ın, siyasi geçmişi ve daha önceki görevlerinin dikkat çekici olduğu ifade ediliyor. Kılıç’ın geçmişi, yürütülen soruşturmanın doğasına dair kamuoyunda çeşitli tartışmalara neden oldu.

Kılıç ve Soylu’nun DYP Yılları

Mehmet Uğur Kılıç, 2002 genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi’nin (DYP) Gaziantep 5. sıra milletvekili adayı olmuştu. Aynı seçimde, Süleyman Soylu ise İstanbul 2. Bölge’den 3. sıradan aday gösterilmişti. Her iki isim de o dönemde aktif olarak DYP altında siyaset yapıyorlardı. Bu geçmiş bilgi, yürütülen operasyonun siyasi bir zemin üzerinden şekillenip şekillenmediği hakkında kamuoyunda yeni bir tartışmanın başlamasına neden oldu.

İmamoğlu Soruşturmasında da Görev Almıştı

Mehmet Uğur Kılıç, 2019 yılında emekli olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yeniden Mülkiye Başmüfettişliği görevine atanmıştı. Kılıç, yalnızca İzmir soruşturmasında değil, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen “Kanal İstanbul afişleri” soruşturmasında da müfettiş olarak görev almış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında inceleme başlatmıştı. Bu durum, Kılıç’ın yalnızca belirli bir bölgede değil, ülke genelindeki farklı belediyeler üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor.

Siyasi Bağlantı İddiaları Tartışma Yarattı

İzmir operasyonunun sona ermesinin ardından müfettiş Kılıç’ın geçmişteki siyasi bağlantıları, yürütülen soruşturmanın tarafsızlığına dair tartışmaları beraberinde getirdi. CHP çevreleri, soruşturmanın “siyasi bir zeminde şekillendiğini” iddia ederken, hükümete yakın kaynaklar ise “delillere dayanan bir adli süreç” yürütüldüğünü savunuyorlar. Bu durum, özellikle siyasi bağlantıların nasıl bir rol oynadığını sorgulayan bir kamuoyu oluşmasına yol açmış durumda.

Siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden gelen bu yorumlar, mevcut soruşturmanın tarafsızlık ve hukuki geçerliliği hakkında kaygılar oluşturmakta. Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde yapılan bu tür incelemelerin, siyasi geçmişi olan müfettişler aracılığıyla gerçekleştirilmesi, kamuoyunda haklı bir tedirginlik yaratıyor. Dolayısıyla bu soruşturma, geçmiş deneyimler ve mevcut siyasi dinamiklerle ilgili önemli sonuçlar doğurabilecek bir durumu ifade etmektedir.

En az 10 karakter gerekli