İzmir’de, emekli iki veteriner hekim olan Nermin Salı Kızılöz (58) ve Yavuz Kızılöz (59) çifti, pek çok insan için ilham verici bir hikaye yazıyor. Çift, Torbalı’da kurdukları 300 başlık çiftliklerinde, buzağılarına eş, dost, akraba ve tanıdıklarının isimlerini vererek, hayvancılık sektöründe farklı bir yaklaşım sergiliyorlar.
Nermin Salı ve Yavuz Kızılöz çifti, emekliliklerinin ardından 2013 yılında damızlık hayvan ithalatı ve çiftlik yönetim danışmanlığı yapmak amacıyla kendi şirketlerini kurdu. Ancak, 2017 yılında yaşanan bir kriz nedeniyle çiftlikteki gebe düvelerini satamadılar. Ellerinde kalan hayvanlarla kendi çiftliklerini kurmaya karar veren çift, meslek hayatları boyunca edindikleri tecrübelerini kullanarak çiftliklerini Avrupa Birliği (AB) onaylı ve hastalıklardan ari bir işletme hâline getirdi. O zamandan beri hayvancılık ve süt sağımı yaparak, kendi içlerinde büyüyen bir çiftlik oluşturmayı başardılar.
Nermin Salı Kızılöz, çiftlikte doğan buzağılara yalnızca numara değil, isim de verdiklerini belirtiyor. “Hayvanlarımıza, gelen misafirlerimizin isimlerini verirken geleneksel bir dokunuş katıyoruz. Yeniden hayata geçirdiğimiz bu geleneği sürdürmek bizim için önemli,” diyor. Her buzağıya isim verdiklerini ve doğum tarihine göre isimleri sıraladıklarını belirtiyor. Bayramda doğan bir buzağıya ‘Şeker’ ismini verdiklerini ve onunla birlikte bayramlarını kutladıklarını anlatarak, “Ramazan ayında doğan buzağının adı da Ramazan oluyor. Buzağılarımız, isimleriyle özel bir bağ kuruyoruz,” sözlerine ekliyor.
Yavuz Kızılöz, çiftliklerinin ahşap, insan gücüyle yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, sektörün her alanında yer aldıklarını ifade etti. “Dağlarda aşı yaptık, hayvanlar tedavi ettik ve mevzuatlarla ilgili çalışmalar yaptık,” diyerek, işlerinin gerektirdiği kalite ve genetik önemine dikkat çekiyor. “2017’den itibaren dışarıdan hayvan almadık. Her şeyin başında, sağlıklı, hastalıktan arınmış bir işletme oluşturmayı amaçladık,” diyerek, bu konudaki kararlılığını yinelemişti.
Veteriner teknikeri Şenay Acar, çiftlikte staj yaptığı 3 yıl boyunca buzağıların bakımını üstlendiğini ve onlara sevdiklerinin isimlerini verdiğini belirtiyor. “Bireysel bölmelerde bakımını yaptığımız buzağılara, ailemden ve sevdiklerimden isimler vererek güzel anılar biriktiriyorum,” diyor. Bu yaklaşım, çiftliğin ruhunu yansıtıyor ve hayvanlarla insan arasında duygusal bir bağ kurulmasını sağlıyor.
Nermin ve Yavuz Kızılöz çifti, yalnızca bir çiftlik değil, aynı zamanda sevgi ve bağlılık üzerine kurulu bir aile ortamı yaratmış durumda. Hayvancılığın yanı sıra, çiftliklerinde oluşturdukları bu anlam dolu pratiği sürdürerek, hem kendileri hem de toplum için güzel bir örnek sunuyorlar.