İzmir’in Karabağlar ilçesinde, kaçak olarak inşa edilmiş bir tarikat yurdunun yıkımı için belediye ekipleri harekete geçti. Ancak, emniyet ve çevik kuvvet ekibinin bölgede bulunmaması nedeniyle, yıkım işlemlerine başlanamadı. Sosyal medyada ve SÖZCÜ Televizyonu’nda yayımlanan görüntülerde, okul çağındaki çocukların sarık ve cübbeli kıyafetlerle yurtta görüntülendiği ortaya çıktı. Yıkım çalışmasını yakından takip eden SÖZCÜ Televizyonu Muhabiri Gamze Elçi, olayları canlı yayında anlattı.
Gamze Elçi, Karabağlar’daki yurt yapısının mutlaka yıkılması gerektiğini ifade etti. Yıkım kararı alınmasına rağmen, bu binanın hala ayakta olduğunu vurguladı. “Bu binanın ruhsatı yok. İlk başta Karabağlar Belediyesi tarafından bu yurda çok sayıda ceza kesilmişti, fakat buna rağmen inşaat devam etti,” diye belirtti. Ayrıca, yıkım kararının alındığını fakat bu kararın uygulanmadığını da sözlerine ekledi. Bu durumda, kaçak yurdun AK Parti yönetimi altında inşa edilmeye devam etmesinin nedenleri merak konusu oldu.
28 Haziran’da belediye ekipleri, yıkım işlemini gerçekleştirmek amacıyla bölgeye geldiler. Fakat, yıkım başlangıcı tamamlanamadan polis gücü eksikliği nedeniyle yıkım işlemi durduruldu. “Belediye ekipleri ve cemaat üyeleri arasında o gün bir arbede yaşandı, bu da yıkımı engelledi,” diyen Elçi, sonrasında ruhsatsız yurtta eğitim verilmesine başladığını ifade etti. Bu tür mahalle baskılarının yurt yapıları üzerindeki etkisi de önemli bir tartışma konusu haline geldi.
SÖZCÜ Televizyonu, yurtta eğitime devam eden çocukların sarık ve cübbe ile görüntülendiğini ilk kez ekranlara taşıdı. “Küçük çocukları ders yaparken gördük, içeri girmekte zorlandık. Bahçede çok sayıda cemaat mensubu vardı,” şeklinde konuştu. Görülen çocukların bu tür oluşumlarda eğitim almasının eğitim sistemine etkilerini sorgulayan birçok kişi mevcut. Yine bu görüntüler, eğitim alanındaki bazı problemlerin tekrar gündeme gelmesine vesile oldu.
Elçi, yurt bahçesinde çok sayıda cemaat mensubunun bulunduğuna ve belediye ekiplerini gözetlediklerine dikkat çekti. “Şu an kameramıza görünmemek için çitin arkasına saklanmış durumdalar. Hatta bazıları cep telefonlarıyla bizi çekiyor,” diye vurguladı. Lüks araçlarla yurda girişlerin kapatılması ve baskının artması da dikkat çekti. Sadece fiziki engeller değil, aynı zamanda duygusal baskılar nedeniyle de yıkım faaliyetleri zorlaşmaktadır.
Bir diğer dikkat çeken ayrıntı ise, yurt binasının dışına asılmış olan Türk bayraklarıydı. “Bayraklar, burada bir okul ya da resmi bir bina varmış gibi izlenimi oluşturmak için konmuş olabilir,” diyen Elçi, hiçbir ruhsat ve tabela olmadan bu tür faaliyetlerin gerçekleştirilmesinin hukuki boyutunu sorguladı. Bu durum, birçok izleyici tarafından eğitim ve güvenlik konularında ciddi kaygılar yaratıyor.
Yıkım ekiplerinin yeterince güvenlik önlemleri almadığı sürece, bu tür hukuksuz yapılar üzerinde etkili olmasının zor olduğu belirtildi. Sonuç olarak, bu kaçak tarikat yurdunun durumu, Türkiye’de hukukun ve eğitim sisteminin işleyişi hakkında pek çok soruyu gündeme getirmektedir.