Karşıyaka Belediye Meclisi’nde ortaya atılan iddialar, yerel siyasette önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Cumhur İttifakı’na mensup bir meclis üyesinin, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a karşı ‘piyon’ olarak kullanılmak istendiği iddiası, Belediye Başkan Yardımcısı Levent Güçlü tarafından sert bir dille eleştirilmiştir. Güçlü, bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve ciddi bir hayal gücünden kaynaklandığını belirtmiştir. Ayrıca, bu tür asılsız iddiaların arka planında, kabul edilmemiş bir Başkan Yardımcılığı talebi yattığını ifade etmiştir.
Güçlü, açıklamalarında, Cumhur İttifakı’na mensup meclis üyesinin, belediye bürokratları tarafından, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a zarar vermek amacıyla piyon olarak kullanılmak istendiğini iddia etmesine üzüldüğünü belirtmiştir. Bu tür iddiaların, gerçeklikle bağının kopmuş olabileceğini ve hayali senaryoların oluşturulduğunu savunmuştur. Güçlü, meclis üyesinin, bu kurgusal iddiaları, kendisinin de mensubu olduğu ittifaka inandırmaya başladığını öne sürmüştür.
Özellikle MHP’li meclis üyesi Özgür Solmaz’ın “Beni piyon olarak kullanacaklardı” iddiasıyla ilgili olarak ise Güçlü, bu meselenin, 2023 yılı Sayıştay Raporları çerçevesinde ele alındığını dile getirmiştir. Belediye Başkanı Yıldız Ünsal’ın göreve gelmesiyle birlikte, İç Denetim ve Teftiş birimlerinin konuyu incelemeye aldığını ve ilgili bürokratlara disiplin cezası uygulandığını belirtmiştir. Bu sürecin, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiği vurgulanmıştır.
Sonuç olarak Levent Güçlü, Özgür Solmaz’ın, “Cemil Tugay’a zarar vermek için beni piyon yapacaklardı” iddiasının, gerçekleşen durumlarla çeliştiğini ve gerçek dışı bir iddia olduğunu ifade etmiştir. Karşıyaka Belediyesi’nin hiçbir bürokratının, bu gibi bir senaryo doğrultusunda bir yardım talebinde bulunmadığına ve bu durumun siyasetin olağan akışına aykırı olduğuna dikkat çekilmiştir. Güçlü, kendisi ile Cemil Tugay ve Yıldız Ünsal’ın uyum içerisinde çalışmaya devam edeceğini de sözlerine eklemiştir.
Bu açıklamalar, yerel siyaset sahnesinde bir emsal teşkil etmekle kalmayıp, aynı zamanda siyasi rekabetin nasıl şekillendiğine dair düşüncelerin yeniden gözden geçirilmesine de yol açmaktadır. Karşıyaka Belediyesi’nin işleyişi ve güvenilirliği üzerinde etkili olabilecek bu tür iddiaların, sosyal medya ve yerel medyada ne denli yankı bulacağı merak edilmekte, vatandaşların bu durumu nasıl değerlendireceği tartışma konusu olmaktadır. Yerel siyasetin dinamikleri göz önüne alındığında, bu tür iddiaların zamanla daha da su yüzüne çıkması kaçınılmaz görünmektedir.