Kastamonu’da yaşayan Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, Süleymanlı ve Osmanlı dönemlerinden günümüze dek süren serüvenin bir parçası olarak Kastamonu’daki cami, mescit ve cami arsalarının 1930-1965 yılları arasında mahalli gazetelerde duyurularla satışa sunulduğunu ortaya koymuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre, “Evliyalar Şehri” olarak bilinen Kastamonu’da, satılan cami ve mescitlerin ciddi bir bölümü bakımsızlıktan yıkılmış; kalanlar ise farklı işlevlerde kullanılmıştır.
Mustafa Gezici, 16. yüzyılda inşa edilen camilerin dahi çok düşük fiyatlarla şahıslara satıldığını belirterek, bu durumu eleştirmiştir. “Camiler mahalli gazete ilanlarıyla satılmaya başlamıştır. Belki de onlarca cami satılmıştır; Tosya ve diğer ilçelerde de benzer durumlar yaşanmıştır,” diyen Gezici, o dönem için 100 lira, 200 lira veya 300 lira gibi cüzi rakamlara satışların yapıldığını ifade etmiştir. Bazı cami yerlerinin ise tamamen boş kaldığını vurgulayan Gezici, bazılarının da ev ya da işyeri olarak kullanımının doğru olmadığını dile getirmiştir:
“Camiler, amaçlarına uygun kullanılmalıdır. Bu yapılar vakıf malıdır ve bu konuda beddua alınmaması gerekir.”
Kastamonu’da, “Kabe Mescidi” olarak bilinen yapının 16. yüzyılda Hacı Tahir Efendi tarafından inşa edildiği ve 1930’lu yıllarda çok düşük bir bedelle satıldığına dikkat çeken Gezici, günümüzde bu arsaların ev bahçesi konumunda bulunduğunu yazık bir şekilde belirtiyor. “Bazı cami ve mescitler yıkıldı, bazıları da başka amaçlarla kullanıldı. Binaların duvarlarında bile mihrapları görebiliyoruz,” demektedir.
Mustafa Gezici, gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda 30 civarında cami ve mescidin satıldığını ortaya koymuştur. Örneğin, Ak Mescit veya Türmenoğlu Mescidi, 1921 yılındaki kayıtlarda mevcut olup, 1947 yılında 80 lira gibi cüzi bir fiyatla satılmıştır. Gezici, Osmanlı’nın vakıf medeniyeti olduğunu da vurgulayarak, bu yapıların günümüz koşullarında korunması gerektiğini ifade etmiştir:
“Bu vakıf malzemeleri, amaçları doğrultusunda kullanılmalıydı. Ancak maalesef satılarak yok olmuşlardır.”
Kastamonu’da bu cami ve mescitlerin satış ilanlarını o dönemin mahalli gazetelerinde bulabildiklerini belirten Gezici, 1930’lu yıllardan 1960’lı yıllara kadar vakıfların satış ilanlarının yayımlandığını ifade etmiştir. İzmirli Araştırmacı Fazıl Çiftçi’nin çalışmaları sonucunda, “Kastamonu’nun Cami ve Mescitleri” adı altında iki ciltlik bir kitap yazıldığı ve bu kitapta yıkılan ve satılan camiler hakkında ayrıntılı bilgilere yer verildiği belirtilmektedir.
Mustafa Gezici, ata yadigarı bu eserlere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaparak, “Selçuklu ve Osmanlı dönem