Kira Fiyatları Uçtu, Arz-Talep Dengesi Bozuldu!
1488 okunma

Kira Fiyatları Uçtu, Arz-Talep Dengesi Bozuldu!

Temmuz 16, 2025 12:48
Kira Fiyatları Uçtu, Arz-Talep Dengesi Bozuldu!
0

BEĞENDİM

“Arz-Talep Dengesi Bu Kadar Bozulmamıştı”

Gayrimenkul uzmanı Seçil Akbaş, Türkiye genelindeki ortalama kira bedelinin 25 bin TL’ye, İstanbul’da ise 30 bin TL’ye ulaştığını ifade ediyor. Akbaş’a göre ülke genelinde yaklaşık 326 bin boş konut bulunurken, İstanbul’da bu sayı 87 bin olarak kaydedilmiştir. Ancak konut üretimindeki yavaşlama ve göç gibi etkenler, arz-talep dengesini ciddi bir şekilde bozmuş durumda. Bu durum, kiraların artmasına ve konut bulmanın giderek zorlaşmasına yol açıyor.

Aynı zamanda, “Kira enflasyonunun düşmemesinin temelinde uygulanan ekonomik politikalar yatıyor” diyen Akbaş, artan inşaat maliyetlerine de dikkat çekiyor. Günümüzde metrekare başına inşaat maliyetinin 1000 doları geçtiğini belirten Akbaş, bu nedenle müteahhitlerin yeni konut üretiminde çekimser davrandıklarının altını çiziyor. Barınma sektörü, yalnızca ekonomik etkilerle değil, aynı zamanda sosyal ve siyasi politikalarla da şekillenen karmaşık bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.

“Düşük Gelirliler Gelirinin Yarısından Fazlasını Kira ve Gıdaya Harcıyor”

Ekonomist Prof. Dr. Serap Durusoy, düşük gelirli vatandaşların harcamalarının yüzde 60’ından fazlasının kira ve gıda giderlerine gittiğini aktarıyor. Durusoy, inşaat sektöründeki yavaşlamanın ve mülk sahiplerinin fırsatçılığının kira fiyatlarını artırdığını vurguluyor. Bu durum, düşük gelirli bireyler için ciddi bir ekonomik zorluk yaratmaktadır. İhtiyaçları karşılamakta zorlanan bu kesim, hem barınma hem de gıda maliyetleri nedeniyle büyük bir sıkıntı çekiyor.

“Asıl Sorun Sistem”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz ay İstanbul’da kiralık sosyal konut projelerinin hayata geçirileceğini duyurmuştu. Ancak, uzmanlara göre bu tür projelerin etkisi sınırlı kalmaktadır. Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir, hükümetin sunduğu çözümlerin dar gelirli yurttaşlar için yeterli olmadığını savunuyor. Demir, “Ay sonunu getiremeyen, ev sahibinin telefonunu açmaya çekinen bir insan için, çıkma ihtimali belirsiz bir kura vaadi çözüm değildir” diyor. Bu tespit, düşük gelirli bireylerin yaşadığı zorlukların göz ardı edildiğini ortaya koyuyor.

Barınma krizinin temelinde, konutun anayasal bir hak olmaktan çıkarılıp serbest piyasa koşullarına terk edilmesi olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Oğuz Demir, “Barınma hakkını denetimsiz bir piyasanın ve finansal spekülasyonun insafına terk eden politikalar mevcut adaletsizliği derinleştiriyor” diyor. Her maaş zammı döneminde, ücretli çalışanın alım gücünün enflasyon karşısında eridiğini belirten Demir, kalıcı çözüm için sosyal konut arzını kitlesel biçimde artıracak, piyasadaki spekülatif hareketleri denetleyecek bütüncül politikaların hemen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Tüm bu verilere baktığımızda, Türkiye’deki barınma sorununun karmaşık bir yapıya sahip olduğu ve sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve siyasi unsurların da bu durumu etkilediği anlaşılmaktadır. Ülkenin yaşadığı bu kriz, ilerleyen dönemde daha fazla insanı etkileyerek daha büyük bir toplumsal sorun haline gelebilir. Dolayısıyla, ihtiyaç duyulan kalıcı çözümlerin bir an önce hayata geçirilmesi, hem bireylerin hem de toplumun refahı açısından kritik bir öneme sahiptir.

En az 10 karakter gerekli