Menderes’te Tarım Arazilerinin Talanı ve Kaos Ortamı
İzmir’in turizm cennetleri arasında yer alan Menderes ilçesi, bir taraftan tarım konusundaki önemi ile gündeme gelirken, diğer taraftan yaşanan bir doğa katliamı ile sarsılmaya devam ediyor. İlçenin en gözde yerlerinden biri olan Küner Köyü, verimli tarım arazilerinin kaçak yapılaşma nedeniyle talan edilmesiyle adeta bir kaosa sürüklenmiş durumda. Yüzlerce dönüm verimli toprak, kaçak yapılarla yok edilmekte ve Menderes Belediyesi’nin bu duruma karşı kayıtsız kalması, köylülerin tepkisini çekmektedir.
Küner Köyü, yaklaşık 600 bin dönümlük fıstık tarlasıyla bilinirken, bu arazilerin bir kısmı bölünerek satılmış, hatta bazı alanların birden çok kişiye satıldığı iddiaları ortaya çıkmıştır. Bu durum, köylüler arasında ciddi bir huzursuzluk yaratırken, Menderes Belediyesi yetkililerinin bu olaylara müdahale etmemesinin getirdiği kaygılar artmaktadır. Tarım alanlarının bu şekilde yok edilmesi, hem çevresel sorunlara yol açmakta hem de yerel halkın geçim kaynaklarını tehdit etmektedir.
Özellikle, tapusu bile olmayan bu alanlarda lüks villaların nasıl oldu da noter satışına konu edilebildiği merak konusu olmuştur. Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, sosyal medya hesabından Küner Orman Güzelleştirme Derneği ile bir araya geldiğine dair paylaşımlar yaparak, bu derneğe çalışmalarında kolaylıklar dilediğini ifade etmiştir. Ancak, bu durum karşısında köylüler ve vatandaşlar, “orman ve tarım alanında yapılan bu talanda dernek ile belediye başkanı birlikte mi çalışıyor?” sorusunu gündeme getirmiştir.
Yaşanan bu süreç, Küner Köyü’nde tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir bir yönetimin sağlanması için acil önlemler alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Menderes Belediyesi’nin, mevcut duruma karşı sessiz kalması, kamuoyunda güven kaybına neden olmuş, köylülerin yerel yönetimle olan ilişkilerini zayıflatmıştır. Bu tür durumların yaşanmaması için, hem yerel yönetimlerin hem de ilgili derneklerin, toplumun ihtiyaçlarına duyarlı ve sorumlu bir yaklaşım benimsemeleri gerekmektedir.
Küner Köyü’nde yaşanan bu doğa katliamı, sadece yerel değil, aynı zamanda ulusal bir mesele haline dönüşme potansiyeline sahiptir. Tarım alanlarının korunması, hem tarımsal üretkenliği artırmak hem de çevresel sürdürülebilirliği sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, ilgili otoritelerin hızlı bir şekilde harekete geçmesi ve tarım alanlarının korunması için etkili politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşları ve yerel halk ile iş birliği yaparak, bu problemin çözümü için ortak akıl oluşturmak büyük bir önem taşımaktadır.