Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda düzenlenen sunumda, küresel ekonomik durum, enflasyon ve para politikası stratejilerine dair önemli bilgiler aktardı. Sunumda, alınan kararların finansal piyasalara etkileri, Türkiye’deki enflasyona dair gözlemler ve kısa vadede enflasyonu artıran unsurlar üzerinde durdu. Karahan, dezenflasyon sürecinin önceden öngörülen şekilde başladığını vurgulayarak, makroekonomik göstergelerin bu süreçle uyumlu ilerlediğini ifade etti. Küresel manşet ve çekirdek enflasyondaki gerilemenin sürdüğünü belirten Karahan, işgücü piyasalarının normalleşme belirtileri gösterdiğini ve hizmet enflasyonundaki katılıkların zayıflamaya devam ettiğini dile getirdi.
Karahan, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının enflasyon görünümüne bağlı olarak faiz indirim süreçlerine başladığını hatırlatarak, bu durumun gelişmekte olan ülkelerde de benzer indirim beklentilerini artırdığına dikkat çekti. Ilımlı büyüme ve enflasyon görünümünün, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde parasal sıkılığı azaltabileceği anlamına geldiğini belirten Karahan, ancak kalıcı dezenflasyon sağlanmadan gerekli parasal sıkılığı koruyacaklarını vurguladı.
Üçüncü çeyrek verilerinin, yurtiçi talebin dengelenme sürecinin devam ettiğini gösterdiğini belirten Karahan, Temmuz ayındaki perakende satış hacim endeksinin aylık ve çeyreklik bazda arttığını, ancak yıllık büyümenin zayıfladığını ifade etti. Yakın dönem göstergeleri, yurtiçi talebin yavaşlamaya devam ettiğini ve enflasyonist etkinin azaldığını teyit ederken, ikinci çeyrekte çıktı açığının gerilediğini açıkladı. Bu gerilemenin üçüncü çeyrekte de devam etmesi beklendiğini ifade eden Karahan, sıkı para politikasının iç talepteki dengelenmeyi destekleyeceğini belirtti.
Karahan, enflasyon verileri üzerinde de durarak, enflasyonun Mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirveye ulaştığını, ardından Eylül ayı itibarıyla yüzde 49,4 seviyesine gerilediğini kaydetti. Hizmet enflasyonunun yavaşladığını ancak bu alandaki fiyat artışlarının temel mallara göre daha güçlü seyrettiğini belirtti. Kira enflasyonunun yıllık bazda yüzde 117 ile hizmet enflasyonundan yüksek seyrettiğini vurgulayan Karahan, öncü göstergelerin aşağı yönlü bir hareketin işaretini verdiğini dile getirdi. Takip edilen konut kredisi değerleme raporları ve ilan fiyatları, kira artış oranlarının düşeceğini göstermekteydi.
Eylül ayı verilerinin, tüm ekonomik birimlerin enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü güncellendiğine işaret ettiğini belirten Karahan, firma ve hanehalkı enflasyon beklentilerini de gözlemlediklerini, bu beklentilerin genel anlamda yüksek seyrettiğini aktardı. Yapılan tarife güncellemelerinin, tüketici beklentilerini etkilediğini belirten Karahan, manşet enflasyondaki düşüş ile birlikte tüm sektörlerin beklentilerinin düşeceğini öngördü.
Karahan, Türk lirası varlıklarına olan ilginin arttığını ve bu durumun kur korumalı mevduat (KKM) bakiyesinin azalmasıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Türk lirası mevduatın payının yüzde 54 seviyesine ulaştığını, KKM hesaplarının toplam değerinin Ağustos ayında 140 milyar doların üzerine çıktığını kaydetti.
Son olarak, yıllık enflasyonun Mayıs ayında zirve yapmasının ardından politika iletişiminde dezenflasyon dönemine girildiğini ifade eden Karahan, sıkı parasal duruşun, yurtiçi talepte dengelenme sağladığını ve enflasyon beklentilerinin iyileştiğini belirtti. Önümüzdeki dönemde, finansal koşullardaki sıkılaşma ile talep koşullarında görülen dengelenmenin daha belirgin hale geleceğini öngördü. Enflasyonun gelişiminde, para ve maliye politikalarının eşgüdümünün önemli bir rol oynamaya devam edeceği vurgulandı.