İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, DİSK Genel-İş Sendikası yöneticilerinin ortaya koyduğu bir bordro üzerinden, belediye çalışanlarının düşük maaş aldığını iddia etti. Tugay, resmi sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada, paylaşılan bordrodaki eksik ödemenin nedenlerini sıralayarak, sendikanın kamuoyunu yanıltma girişiminde bulunduğunu savundu.
Tugay, bordroda yer alan yeşil kalemle işaretlenen satırların, çeşitli nedenlerle gerçekleştirilen eksik ödemeleri yansıttığını ifade etti. İlgili çalışanın normalde 26 gün çalışması gerektiğini, ancak yalnızca 20 gün çalıştığını belirten Tugay, bunun muhtemel bir sebep olarak gösterdi. Ayrıca, ilgili çalışanın ücretsiz izin kullanmasının, 965,81 TL tutarında bir ücret kesintisine yol açtığını dile getirdi. Tugay, ayrıca 16 bin 947 lira değerinde bir avans alındığını ve bu tutarın da maaştan kesildiğini belirtti. Bununla birlikte, erzak yardımı kesintisi nedeniyle maaştan toplamda 2 bin 947 lira 42 kuruşluk bir kesinti yapıldığını ifade etti.
Tugay, bu kalemlerin toplamının, maaştan düşülen tutarları oluşturduğunu vurgulayarak, “Bunları siz toplayın ve normal maaş diye duyurdukları rakama siz ilave edin, doğrunun ne olduğunu siz görün” şeklinde bir açıklamada bulundu. Böylelikle, maaşların görünüşte düşük olduğunun anlaşılmasında önemli bir noktaya dikkat çekmeye çalıştı.
Başkan Tugay, DİSK Genel-İş Sendikası’na yönelik sert sözler sarf ederek, “Yıllardır herkese yalan söyleyenlere sözüm; Yeter artık… Gerçekten yeter” dedi. Bu ifadeleriyle, hem sendikayı hem de onların kamuoyunu yanıltıcı şekilde yönlendirme çabalarını eleştirdi.
Tugay’ın bu açıklamaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanları arasında maaş konusunun önemli bir gündem maddesi haline gelmesine neden oldu. Sendika temsilcileri ile Tugay arasında yaşanan bu tartışma, işçi hakları ve belediye yönetimi konusundaki görüş ayrılıklarını derinleştirdi. İki tarafın da kendi bakış açılarını savunması, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin içinde bulunduğu maaş politikası ve iş güvencesi konuları, yerel seçimlerde oy potansiyeli olarak da değerlendirileceği düşünülmekte. Bu bağlamda, sendika ve belediye yönetimi arasında yürütülen iletişim, gelecekte daha fazla öneme sahip olacağı mesajını veriyor.
Tüm bu gelişmeler, İzmir’deki işçi sendikalarının ve yerel yönetimlerin etkileşimi açısından kritik bir öneme sahip. Sendikaların, işçilerin haklarını koruma ve iyileştirme konusundaki çabalarının devam etmesi, belediyenin de buna yanıt vermesi gerektiği düşünülen bir konu olarak öne çıkıyor. Tugay’ın açıklamaları ve sendika yöneticilerinin iddiaları, bu konuda bir tartışma zemini yaratmış durumda.