Son dönemde, çeşitli sağlık sorunları için önerilen damlalarla ilgili önemli tartışmalar gündeme geldi. Özellikle belirli minerallerin birleşimiyle üretildiği iddia edilen bu damlaların, bebekler dahil olmak üzere herkes tarafından kullanılabileceği savunuluyor. Göz damlalarının üveit, keratokonus, miyop ve glokom gibi göz hastalıklarını tedavi edebileceği öne sürülürken, kulak damlalarının da çınlama, vertigo ve işitme kaybı gibi rahatsızlıklara çözüm sunduğu iddiaları mevcut. T.Y. isimli bir kişi, damlaların çoğunlukla askeri personel tarafından kullanıldığını ve 30’dan fazla hasta üzerinde denemeler yaptığını belirtmektedir.
Ancak uzmanlar, sadece damlalarla tüm göz hastalıklarının tedavi edilemeyeceğine dikkat çekiyor. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Deda, yalnızca damla kullanımının göz hastalıklarının tedavisinde yeterli olmayacağını vurguladı. Dr. Deda, tıbbın bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini ifade ederek, her hastanın farklı tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyabileceğini belirtti. Ayrıca, bu tür damlaların uzun yıllar süren bilimsel çalışmalar, deneyler ve testler sonunda onaylanarak piyasaya sunulduğunu hatırlattı. Sağlık Bakanlığı onayı alınmayan ilaçların güvenilir olmadığını belirterek, bu tür ürünlerin kullanımı konusunda halkı dikkatli olmaya çağırdı.
Deda, damlaların yan etkileri olabileceği gibi yararlı etkilerinin de bulunduğunu ancak ilk kullanımdan yüzde 20 bir iyileşme beklemenin gerçekçi olmadığını ifade etti. Kendi pratiğinde hastalıkların tedavisinde hastaların durumunu dikkate alarak farklı tedavi yaklaşımları geliştirdiklerini belirten Deda, “Hastalıkla başa çıkmak bir süreçtir. Bazı durumları tedavi ederiz, bazılarını ise süreçlerini yönlendirerek kontrol altına almaya çalışırız” dedi.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Vuralkan ise konuya başka bir açıdan yaklaşarak, kulak ve işitme sorunlarında yalnızca damlaların yeterli olmayacağını ifade etti. Vuralkan, damlaların mide veya kana karışmasının mümkün olmadığını ve bu tür hastalıkların çözümlerinin genellikle daha karmaşık olduğunu söyledi. Özellikle işitme kayıplarının çeşitli nedenlere bağlı olabileceği ve her durumda tek bir tedavi yöntemiyle etkili sonuçlar alınamayacağını vurguladı.
Sağlık Bakanlığı standartlarına göre ilaçların ruhsatlandırılması sürecinin olduğunu belirten Vuralkan, yeni moleküllerin insanlar üzerinde doğrudan ilaç olarak kullanılmasının engellendiğini ifade etti. Ayrıca, damlaların belli bir bölgeyi etkileyebileceğine dikkat çekerek “etkin” teriminin yanıltıcı olabileceğini ekledi. Güvenlik ve etkililik açısından emin olunmadan damla kullanmanın sağlık açısından tehlike yaratabileceğini dile getirdi.
Sonuç olarak, hem Dr. Deda hem de Prof. Dr. Vuralkan, ilaç ve tedavi yöntemleri konusunda halkın bilinçli olmasının önemini vurgulayarak, mutlaka hekim kontrolünde ve reçeteyle tedavi olmalarının gerekliliği üzerinde durdu. İlaç kullanımında dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın, ürünlerin onaylı ve güvenilir olması gerektiği olduğu belirtildi. Sağlık alanındaki bu tür yanıltıcı iddialara itibar edilmemesi gerektiğine dikkat çekilirken, tıbbın bilimsel yaklaşımını benimseyen bir süreç olarak ele alınması gerektiği öneriliyor.